Asrın Beyin Cerrahı: M. Gâzi Yaşargil

 
 
"Prof. Yaşargil kendini her şeyiyle hastasının iyiliğine adamış canlı bir hekim misâlidir. Ne söylüyorsa onu yapar:
‘Hastanın iyiliğini gâye edinen her türlü samimi ve kararlı gayret, hasta iyiliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve buna katkıda bulunur’.
Gâzi Yaşargil için, hastanın dostu olmak demek, şaşırtıcı bilgi derinliğine ve fevkalâde tecrübe birikimine sahip olmaktan öte, hiç bitmeyen bir heyecanla yeni bilgi ve teknikler araştırmak ve hastanın hizmetine sunmaktır.
Ona göre; tabibin kendisi için orada bulunduğunu hissetmesi, hastanın en mühim ilaçlarından biridir."
 
Usame El-Mefti, Arkansas Üniversitesi Tıp Fakültesi, Beyin ve Sinir Cerrahisi AD Başkanı
           
            Bir kaymakam âilesinin üçüncü çocuğu olarak doğduğu Lice’den, o henüz 3 aylıkken Ankara’ya taşınırlar. Kardeşi İhsan, henüz 2 yaşındayken, tıbbi imkânların kifayetsizliği sebebiyle tifoya yakalanır. "Garip şekilde bu hâdise beni ve kardeşlerimi tıp okumaya teşvik etti" diye hatırlar o günleri. Nitekim, kendisinden 2 sene sonra doğan kardeşi Erdem İsviçre’de genel cerrahi profesörü, 4 sene sonra doğan kardeşi Günay Zürih’te fizyoloji profesörü, en küçük kardeşi Tomris ise, Ankara’da kimya doktoru olur.

            Ankara’da çok soğuk bir kış günü okula giderken sağ taraflı yüz felci geçirir. Henüz 16 yaşındadır. Yakın aile dostları ve komşuları Prof. Yusuf Sarıbaş‘ın tedavisiyle 9 ay içinde iyileşir. 1943’de Ankara Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra Almanya’ya gider.    Almanya’da Berlin Üniversitesi’nde Prof. Cramer‘dan nöroloji eğitimi aldıktan sonra Türkiye’ye dönerek, Ankara’da nöroloji kliniğini kuran Sarıbaş’ın tıp felsefesi ve tarihi üzerine yazdığı denemeler, genç Gâzi’yi derinden etkiler. Ayrıca, uzun tedavi  müddeti içerisinde, Sarıbaş’ın tercüme ettiği bir felsefe denemesi vesilesiyle tanıştığı meşhur cerrah August Bier‘in talebesi olmak için Viyana’ ya gitmeyi aklına koyar. Ancak, II. Cihan Harbi başlamak üzeredir. Buna rağmen, birkaç arkadaşıyla beraber biriktirdikleri harçlıkları yanlarına alarak, bir askeri uçakla, Almanya’ya doğru yola çıkarlar. Bulgaristan üzerindeyken yolu kesilen uçak inişe mecbur edilir. Nihayet 1943 senesinin soğuk bir kış günü, Gotik katedraliyle meşhur, Nietzche’nin memleketi olarak da adını duyuran küçük bir Alman kasabasına, Naumburg‘a ulaşır. Naumburg’daki 100 yataklı hastahanede hemşire yardımcısı olarak çalışmaya başlar.
            II. Cihan Harbinin nihâyetine doğru, Jena’daki tıp eğitimini yarıda keserek İsviçre/Basel‘e gider ve 1949’da Basel Tıp Fakültesinden mezun olur. 1950’lerde Muensingen/Bern’ de dâhiliye ve genel cerrahi ihtisası görür, 1953’de Prof. Krayenbühl‘e asistan olur.
            Yaşargil, 1960’da meşhur cerrah Pete Donaghy ile buluşarak Burlington‘da mikrovasküler cerrahi laboratuvarında çalışmaya başlar. Donaghy, Yaşargil için mükemmel bir "gönüldaş" olur. Yaşargil, Donaghy’nin ilk ve en gözde talebesi olur. Çok geçmeden usta ve talebesinden "beyin cerrahisinin çehresini değiştiren adamlar" diye bahsedilmeye başlanır. Yaşargil, hocası Donaghy’nin "dokuya insanlara davrandığınız gibi davranın; nezaketle ve saygıyla" sözünü sonraki kuşaklara rehber yapacaktır.
            Yaşargil, Donaghy’nin yanında 14 ay boyunca mikroskop altında beyin damarlarına müdahale imkânlarını araştırır; kol, bacak ve karın damarları üzerinde yürütülen büyük çaplı çalışmaların hepsini, kılı kırk yararak ve sistematik olarak tamamlar. Yarım ve bir milim çapındaki çok ince damarlar üzerinde oldukça başarılı işlemler yapar. Bu sırada, kafatası dışındaki bir arteri (sathi temporal arter) kafatası içindeki bir artere (Orta serebral arter) ağız ağıza bağlamaya muvaffak olur. Bu, beyin cerrahisinin ilk "by-pass"ıdır. Çok geçmeden dünyanın bütün cerrahları "Donaghy & Yasargil" modelini öğrenmek için Zürih’e akın eder.
            1967’de tekrar Zürih’e dönen Yaşargil yaklaşık bir sene içinde Krayenbühl ile beraber hatırı sayılır miktarda nörolojik hastalığın mikro-cerrahi tekniklerini tafsilatıyla anlatan çok şümullü bir anjiyografi kitabı hazırlar. 1965’de yayınladıkları ilk kitap Die Zerebrale Angio-graphie‘nin ardından 1967 ve 1969’da iki kitapçık daha yayınlanır: MicroVascular Surgery ve Microsurgery Applied to Neuro-surgery. Artık, beyin cerrahlarının "gözü açılmış"tır. Nitekim, bu iki kitapçık kısa zamanda Zürih’i dünyanın en mühim beyin cerrahisi merkezi haline getirir. 1973 yılında ordinaryüs olan Yaşargil 1992’ye kadar klinik şefliği yapar ve 1993′ de emekli olduktan sonra çalışmalarına ABD Arkansas Tıp Bilimleri Üniversitesi’nde devam eder.
            1999’da Amerikan Beyin Cerrahları Birliği tarafından, 340 isim arasından, beyin ve sinir cerahisinin bilimini ve sanatını kökten değiştiren Prof. Dr. Harvey Cushing ve Prof. Dr.Gâzi Yaşargil  yüzyılın birinci ve ikinci yarısı için "asrın adamı" olarak belirlenir. Prof. Dr. Gazi Yaşargil’ in, beyin cerrahisine mikroskobu sokarak özellikle beyin damarlarındaki balonlaşmanın (anevrizmanın) ameliyatında çığır açtığı vurgulanır. Araştırmacı yönünü sürekli ortaya koyan Prof. Dr. Yaşargil’in ayrıca ameliyatlarda kullanılmak üzere geliştirdiği teknik ve cihazlardan da söz edilir. Prof. Dr. Yaşargil, beyin loplarını açmada kızının adını verdiği "Otomatik Leyla Ekartörü" ve "Yaşargil Anevrizma Klipleri"ni dizayn etmiştir.
            Beyin dokusu ve damarsal yapıların ameliyatları konusunda çok sayıda yayını bulunan ve çeşitli ülkelerden binlerce hekime eğitim veren Prof.Gazi Yaşargil’in makâlelerinden bugüne yaklaşık 5 bin alıntı yapılmış, 23 yılda 3 bin hekim yetiştirmiştir. 4’ü yabancı – dünyanın 6 tıp fakültesinden fahri doktorası, 14’ü yabancı – dünyanın 16 tıp kurumundan fahri üyeliği olan Prof. Yaşargil’in uluslararası 16 ödülünün yanısıra Milli Egemenlik Onur Ödülü, TBMM Onur Ödülü ve TC Üstün Hizmet Madalyası vardır.

 
Sağlık 2000
 
 
Bu yazı Haberler ve politika içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

1 Responses to Asrın Beyin Cerrahı: M. Gâzi Yaşargil

  1. cemre dedi ki:

    "MUCİZE İCİNİZDE" YAŞARGİL İCİNDEKİNİ KEŞVEDEN ENDER İNSANLARDAN .VAROLUŞUNU GELECEYE BİNLERCE YAŞARGİLER VARETMEYE ADAMIŞ .GENÇLER İCİNİZDEKİ MUCİZEYİ GÖREMEDEN YAŞLANMAYIN .KEŞVEDİN YOLUNUZ AÇIK BU YOLUN SONUDA YOK UNUTMAYIN.

Yorum bırakın